Nehirden somon çıksa yerim

Cehaletimi bağışlayın, epey araştırmam gerekti bu somon nerede nasıl yetişir, nerede avlanır öğrenmek ve size anlatmak için. Restoranlarda pek söylemiyorlar bu tip bilgileri. Ben de somon denen balığı Türkiye’de yaşarken görüp sadece Norveç’le özdeşleştirmiş bir insanım. Oysa Finlandiya’ya geldiğimden beri somon yiye yiye bir hal oldum. Tamam, biz de çoğu zaman Norveç somonu yiyoruz burada, ama yine de Fin mutfağının son derece önemli bir öğesini teşkil ediyor bu leziz balık.

 somon 1

Pek coğrafya dersine döndürmeden bu yazıyı kısaca bilgilendireyim o halde sizi. Somonun en önemli vatanı Atlantik Okyanusu’nun kuzeyi ile Baltık Denizi. Finlandiya’da somon Barents Denizi’ne akan iki nehirde görülüyor: Tenojoki ve Näätämöjoki. Bir zamanlar Finlandiya’nın Baltık Denizi kıyılarında yaklaşık 20 nehirde somon bol iken, bugün sadece Torne Nehri (Tornionjoki) ve Simo Nehri’nde (Simojoki) yerel ve doğal somon bulunuyor. Atlantik somonunun kara ile çevrili versiyonu Finlandiya’da Saimaa Gölü’nde yaşıyor, bu aynı zamanda Finlandiya’nın en büyük gölü.

Somon Fin mutfağında pek çok çeşitte sunuluyor, misal sıcak veya soğuk füme veya tuz, şeker ve dereotunda tütsülenmiş çiğ halde. Özellikle füme somon ve hatta sıcak füme; bir dönem benim favorim olup bundan 3 yaz önce diyet yaparken durmaksızın tükettiğim somon çeşidi. Ancak o yaz o kadar çok yedim ki sanırım birkaç senelik füme somon kotamı doldurdum – farklı pişirme çeşitleri deniyorum artık. Füme meselesi başlı başına işlenmesi gereken bir konu tabii, ayrıca Fin mutfağında sadece somon değil birçok balığın bu şekilde pişirilmesi söz konusu. Bu tekniği iyice öğrendiğimde bir blog yazısını da ona ayıracağım tamamen.

Ancak benim bu yazıda özellikle anlatmak istediğim somon yemeği, leziz Fin usulü somon çorbası, nam-ı diğer Lohikeitto.

somon 2

Yukarıda çok somon yedim diyorum ama, bunların hiçbirini restoranlarda yemedim, marketlerin balık reyonundan hazır olarak aldım. Şimdi de evde kendim sık sık pişiriyorum özellikle fırında. Neden derseniz, restoranlarda somon ille dereotu ile birlikte servis ediliyor ve benim bu hayatta katlanamadığım iki yeşil var: dereotu ve kişniş. Somon dışında denizden, nehirden, gölden vs. ne çıksa da yerim ancak kendimi bugüne kadar balık çorbası yemeye ikna edememiştim, bir şekilde çorba kıvamı ve balık ikilisi bana çekici gelmiyordu. Ta ki Helsinki’nin en turistik bölgesindeki ünlü Cafe Engel’de geleneksel Fin usulü somon çorbasını tadana kadar…

somon 3

 

Bu çorbayı ilk gördüğüm an aslında Engel’de bir arkadaşımla oturmuş başka bir yemek yiyordum. Tam hatırlayamıyorum ama sanırım bir çeşit salataydı yediğim. Arkadaşım somon çorbası ısmarlamıştı. Karşımda çorbayı yerken o kadar merak ettim ki ertesi gün kalkıp tek başıma tekrar aynı kafeye geldim, aynı masaya oturup bir tabak somon çorbası ısmarladım. Burada işin güzel yanı, dereotunu çorbaya servis etmeden hemen önce koyuyor olmaları, bu sayede dereotu koymayın diyebiliyorsunuz. Ve kocaman çukur tabakta çorbam geldiğinde ilk tadı alır almaz kendimden geçtim, o ne lezzet öyle!

Geleneksel Fin mutfağında mevsimsel ve iklimsel olarak et, balık ve kışa dayanıklı sebzeler ağırlıklı olarak bulunur. Yemeklerin esas amacı sert iklime karşılık kişiye bol enerji ve güç verebilmesidir. Somon çorbası da aslında böyle bir anlayışın ürünü.

Bu çorbanın en sevdiğim yanı somonun kuşbaşı parçalar halinde çorbanın içinde yer alması. Somonun yanı sıra mutlaka patates ve hatta bazı versiyonlarında pırasa veya başka birtakım sebzeler de çorbada bolca yer alır. İsteğinize göre krema koyarak yoğun bir kıvam elde edebileceğiniz gibi, süt ile daha sıvı bir çorba da pişirebilirsiniz. Ayrıca pişirirken içine 1-2 defne yaprağı da atarsanız mis gibi bir tat elde edersiniz. Fin mutfağındaki diğer yiyeceklere uygun olarak, öyle çeşit çeşit baharatlar beklemeyin çorbada – tuz ve karabiber yeterli. Bazı tariflerde yenibahar konulduğunu da görüyorum, ben hiç denemedim böylesini ancak neden olmasın.

Çorbanın yapımı da süper kolay. Bir tencere içinde önce tereyağında ince ince kıyılmış soğanları hafifçe soteliyorsunuz. İşte bu noktada soğan yerine pırasa da kullanabilirsiniz. Soğan pembeleşince kutu kutu kesilmiş patatesleri de tencereye koyup sotelemeye devam ediyorsunuz. Patatesler yumuşamaya başlayınca somon, su/süt, su/krema veya sadece süt (dediğim gibi, kıvama göre), defne yaprağı, tuz ve biberi ekleyip kısık ateşte pişirmeye bırakıyorsunuz. Somon ve patates tam olarak pişince çorbanız hazır. İsterseniz içine yukarıda belirttiğim gibi başka sebzeler, mesela havuç da koyabilirsiniz ama geleneksel olanından biraz dışarı çıkmış olursunuz söyleyeyim. En son servis etmeden önce veya servis ederken dereotunu da ekleyip bitiriyorsunuz (lakin olur da bir gün benim için pişirirseniz aman ha dereotu koymuyorsunuz).

 

somon 4

Bir pişirme şeklinde de, somonları eklediğiniz sırada temiz bir tülbentin içine tuz, biber, yenibahar ve çavdar ekmeği sarıp tencereye koyuyorsunuz. Somonlar pişince bu tülbenti çorbadan çıkarıyorsunuz.

Gördüğünüz gibi her şekilde yapımı kolay ve çabuk bir çorba, karşılığında elde ettiğiniz lezzet ise muhteşem.

Bu çorbayı Cafe Engel’de sık sık içtiğim gibi bir kere de kendim pişirdim. Akşam yemeğine son derece önemli bir Fin misafirim vardı, etkilemek istediğim. Heyecan içinde servisi yaptım, büyük bir kalp çarpıntısıyla tatmasını bekledim ve sonuç: evet, sarışın Fin’imin kalbini kazandım!

Afiyet olsun!

Aslıhan Oğuz

Aslıhan Oğuz

Ben Aslıhan. Finlandiya’ya 2010 yılında gelmiş bir ürün tasarımcısı, amatör aşçı ve bir yemek blogu yazarıyım. Sosyal sorumluluk projelerinde tasarımın ve tasarımcının rolü üzerine kafa yorup, incirli ekmek senin, kekikli kek benim derken aydınlık yaz geceleri karanlık kışları takip ediyor. Ama sevgili mutfağım Helsinki’de hep sıcacık kalıyor. Evet, Helsinki’yi seviyorum!

2 thoughts on “Nehirden somon çıksa yerim

  1. Ben bu çorbayı ilk Helsinki’deki A&S Restaurantta yemiştim. Çok güzeldi. Tarif için çok teşekkürler =))