Dünyanın neresine giderseniz gidin, “Finlandiya” ve “futbol” kelimelerini yanyana koyduğunuzda herkesin aklına gelen ilk isim şüphesiz olarak Jari Litmanen olur. Ajax, Barcelona ve Liverpool gibi dunyanın büyük kulüplerinde oynamış olan Litmanen’in kariyeri sayısız kupa ve kişisel başarılarla dolu. Bin göllerin ülkesi olan Finlandiya’dan dünya futboluna mal olmuş en büyük futbolcu Jari Litmanen’in muhteşem kariyeri hakkında bir yazı hazırladı bizlere Gökhan Korkmaz, umarım zevkle okursunuz.
Futbolcu bir anne ve babanın oğlu olan Jari Litmanen 1971 yılında Finlandiya’nın güneyinde bulunan Lahti şehrinde doğdu. 14 yaşına geldiğinde hem futbol hem de buz hokeyi ile ilgilenen Litmanen, iki sporu aynı anda ciddi devam ettirmenin zorluğundan dolayı ikisi arasında zor bir seçim yapmak zorunda kaldı ve futbolla devam etti. Hayat seçimlerden ibarettir derler ya, belki de bu zor seçim Litmanen’in hayatının en önemli kararlarından bir tanesiydi. Futbol kariyerine anne ve babasının da daha önce oynadığı FC Reipas takımında genç yaşta başladı. Hücuma yönelik orta saha ve forvet mevkiilerinde oynayan futbolcu HJK Helsinki’de bir sezon geçirdikten sonra 1992 yılında transfer olduğu MyPa isimli takımda belki de hayatının dönüm noktasını yaşadı. Helsinki Olimpiyat Stadı’nda FF Jaro’ya karşı oynanan Finlandiya Kupası Finali’nde MyPa maçı 2-0 kazanmış ve Jari Litmanen de bir gol atarak kupayı MyPa’nın kazanmasında büyük rol oynamıştı. Fakat daha önemlisi, oynadığı müthiş futbolla o maçı takip eden Hollanda’nin büyük futbol kulüplerinden biri olan FC Ajax’ın scout ekibinin de ilgisini çekmişti. O yaz devam eden Fin Ligi’ni Ajax’a transfer olduğu için MyPa ile tamamlayamayan Litmanen’in kariyerinde yeni bir dönem başlıyordu. Tam 7 sezon boyunca forması için ter dökeceği Ajax için rakip ağları onlarca kez havalandırıp takımına sayısız kupalar kazandıracaktı. 1993 yılında Kupa Galipleri Kupası’nda Turkiye temsilcisi Beşiktaş’a karşı Ajax formasıyla 3 gol atarak Türk futbolseverleri üzmüş olduğunu da dipnot olarak ekleyelim 🙂
FC Ajax’ın 1990ların başındaki takım menajeri David Endt, Jari Litmanen hakkındaki ilk izlenimlerini Fin kanalı YLE’ye 2010 yılında şöyle aktarmıştır: “Basın toplantısı bittiğinde Jari Litmanen kapının arkasından geldi. Suratına ve gözlerine baktım, ve bu gözlerde değişik bir şey farkettim: muhteşem bir motivasyona sahipti. Utangaç veya çekingen değildi ama alçakgönüllüydü. Sesini yükseltecek veya yumruğunu masaya vurup ‘biz bu işi böyle yaparız’ diyecek biri değildi. Diplomat veya lider olmaya çalışmıyordu ama tam bir liderdi. Oyununun herşeyiyle ilgiliydi, futbol hakkında herşeyi bilmek istiyordu. Bu yüzden takım içinde ona ‘profesör’ ismini takmıştık çünkü ona futbol hakkında herşeyi sorabilirdin ve cevabını alabilirdin”
Şahsen ben, David Endt’in bu sözlerini okduğumda hiç şaşırmadım. Finlilerin en belirgin özelliklerinden bir tanesidir alçakgönüllü oluşları ve Finliler için gelişimin sonu asla yoktur.
Altın çağlarını Ajax forması altında yaşayıp Avrupa Şampiyonlar Ligi’ni 1 kez, Avrupa Süper Kupası’ni 1 kez, Hollanda Ligi’ni 4 kez ve Hollanda Kupası’ni 3 kez kazandıktan sonra dünya devi olan Barceona’ya transfer oldu. 1999-2001 yılları Litmanen için şanssızlıklarla doluydu, Barcelona’da bir çok sakatlık yaşamıştı ve çok da forma şansı bulamamıştı. 2001 yılında transfer olduğu başka bir dünya devi olan Liverpool formasıyla kazandığı kupalara UEFA kupasını ekleyecek ve aynı sezonda Avrupa Süper Kupası’nı ikinci kez kazanacaktı. 1,5 sezonluk Liverpool kariyerinin ardından futbol kariyerinin en muhteşem yıllarını yaşadığı Ajax’a dönen Litmanen takııin tekrar anahtar futbolcularından biri olmuştu. 2002-2003 sezonunda Ajax, Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finale kadar yükselme başarısını göstermişti fakat sezonun devamını Litmanen sakatlıklarla boğuştuğu için kenarda geçirmişti.
İkinci Ajax macerasının ardından doğduğu şehrin takımı olan FC Lahti’ye transfer oluşunu Lahtili taraftarlar “kralın dönüşü” diye yorumlamışlardı. Aynı sezon içinde Alman Bundesliga temsilcisi Hansa Rostock’a transfer olan oyuncu daha sonraki sezonlarda FF Malmö ve Fulham için top koşturduktan sonra 2008 senesinde FC Lahti’ye ikinci kez transfer oldu.
Çocukluğumdan beri futbol en büyük tutkularımdan biriydi. Finlandiya denilince aklıma gelen iki şeyden bir tanesi Jari Litmanen diğeri ise Mika Häkkinen’di çocukluk yıllarımda. O zamanlarda televizyondan zevkle izlediğim sporcuların ülkesine taşınıp, birgün canlı izleyebileceğim hiç aklımın ucundan dahi geçmemişti açıkçası. 2008-2010 yılları arasında doğduğu şehrin taımı olan FC Lahti’de oynarken Jari Litmanen’i bir kaç kere HJK Helsinki’ye karşı izleme şansını yakaladım, o sıralarda Lahti’de yaşadığım için. İzlediğim maçlarda, bir futbolcuya göre ilerlemiş olan yaşına rağmen oyundaki ağırlığını ve futbol zekasını bütün herkese hissettirebiliyordu. Dünya futboluna mal olmuş böylesine büyük bir futbol dehasıyla aynı takımda futbol oynayabilmek FC Lahti’nin genç futbolcuları için şüphesiz büyük bir şanstı.
2011 yılında HJK Helsinki’ye ikinci kez geldiğinde 40 yaşındaydı ve 1980ler ve 2010lar arası profosyonel olarak top koşturmuş ender futbolculardan biri oldu.
Finlandiya Milli Takımı için 1989-2010 yılları arasında tam 21 yıl ter dökmüş olan Litmanen, milli takım kariyerini 17 Kasim 2010’da San Marino maçıyla sonlandırdı. Milli takım kariyerinde Finlandiya-Turkiye A Milli Takımları arasında 1999 yılında oynanan maçta Türkiye’ye attığı golle Türk futbolseverleri bir kez daha üzmüştür. 🙂
Finli futbolseverlerin “kuningas”, Türkçe anlamıyla “kral” lakabını taktığı Litmanen için doğduğu şehir Lahti’de 10 Ekim 2010’da heykeli dikilmiştir. Bu heykel Finlandiya tarihinde bir takım sporcusu için yapılmış ilk heykeldir. Finlandiya Futbol Federasyonu tarafından son 50 yılın en iyi Finli oyuncusu ödülüne layık görülen Jari Litmanen 2004 yılında yapılan 100 Muhteşem Finli oylamasını 42. sırada bitirdi. Litmanen ayrıca Futbol İstatistikçileri Birliği (the AFS) tarafından bütün zamanların en iyi 53. futbolcusu olmaya layik görülmüştür. Tabii ki bunlar Finlandiya’nın Futbol Efsanesi’nin kariyerindeki kişisel başarılarından birkaç tanesi. Resmi jubilesini henüz yapmamış olan Litmanen kimi söylentilere göre futbola devam etmek istiyormuş. Kim bilir, belki bir gün efsanesi olduğu Ajax’ta resmi jubilesini yapıp takımın başına teknik direktör geçer mi dersiniz?