Her ne kadar dünyada klasik müzik ve metal gruplarıile nam salmış olsa da, Modern Fin Müziğinin temelini 1920’lerden günümüze değin halen dans müziğine dayalıbir hafif müzik akımı oluşturur.
Almanların ”schläger” (ing. ”hit”) terimini kendilerine has bir tanımlamayla Fince aşağıyukarı aynı anlama gelen ”iskelmä” olarak çevirdiler. Kendi dilleriyle icra ettikleri popüler müziklerine buldukları bir üst başlıktı bu. Iskelmä müziği önceleri klasik müzik eğitimi almış sanatçıların yorumladıkları folk ezgilerine verilen bir ad olmasına rağmen son yarım asırdır birçok yavaşya da orta tempodaki melodik müzik türevlerini kapsayan bir terim olarak kullanılıyor. Bildiğimiz anlamıyla Pop müziğinden teknik olarak farkı çift olarak dans edilebilir ritimlerde olması ve mümkünse bir orkestra eşliğinde çalınmasıdır.
Finlandiya’da bir yaz akşamında, açık havada ahşap bir pistte orkestra eşliğinde dans eden 45-50 yaşlarında bir çift getiriyorum da gözümün önüne; bu müzik tango’dan başkası olamaz.
İddia ediyorum ki orta yaş ve üzeri Finlerin % 99’u ya çok iyi tango bilirler ya birkaç kez tango dansı yapmışlardır ya da en azından tangoya daveti reddetmişlerdir (bizdeki ”halay”misali) … Yani Tangodan kaçış yoktur! İskelmä müziğinin alt türlerinden biri haline gelen demir başlardandır Fin tangosu. Tarz olarakbir Arjantin akımından gelmesine rağmen Fin tangosunun Güney Amerikalı tango kültürüne göre farklı özellikleri vardır. Biraz daha marş gibi çalınır ve ezgilerinde Slav halk şarkılarının, hatta Yahudi melodilerinin etkisi duyulabilir.
Konservatuvarda Pop/Jazz bölümünde şan eğitimi alırken müfredatın zorunlu tutmasından dolayı birçok kez dans müziği repertuvarlı programlar yapmıştık bir takım kulüplerde ve restaurantlarda. Genelde her tarzdan çifter çifter olmak kaydıyla sırasıyla vals, tango, humppa (oynak bir Fin halk müziği), cha-cha, foxtrot/swing, duruma göre de rock n’roll şarkılarıi çeriyordu bu setler. Setin sonuna doğru tarz olarak başa doğru geri gidilerek tekrar aynıtarzlar çalınır ve set başladığı gibi son vals ile bitirilirdi. Normal bir Fin Dans Müziği Orkestrasıda aşağıyukarı bu standartla bir gecede 4-5 set çalar.
Finlandiya’da hayatını sadece müzikten kazanan müzisyenleri ben 3 grupta değerlendiriyorum. (Devlet himayesindeki Klasik müziği burada ayrıtutmak gerek)
1- Sürekli albüm çıkarıp kendi müziklerini yapan, konserler veren isim olarak tutturmuş iskelmä sanatçıları, popçular ve rock/metal grupları(sayılarıçok azdır bu bütünde)
2- Büyük ihtimalle birinci seçeneğin ya az ihtimalli ve uğraştırıcıya da biraz özgüven noksanlığından olsa gerek; pedagojiyi tercih edip müzik öğretmenliğini tercih edenler
3- Dans Müziği (İskelmä) Grubu kuranlar !
Bu gruplar işsiz kalmazlar. Biraz sorup soruşturdun mu kısa sürede 2-3 aylık turnenizi ayarlayabilirsiniz. Dans Müziği Grubu olan arkadaşlarımızı kızdırmaktan geri durmayız tabi, çünkü onlar da bilirler ki her gece aynı zımbırtılarla sarhoş amcaların sınırsız sayıdaki istek parçalarını tekrar tekrar çalıp kafa çekmek ile Rock N’Roll Rüyası arasında Janakkala ile Çanakkale kadar mesafe vardır 🙂 Ama ekmek parası tabi, o işin şakası, en azından kendilerini adadıkları müziğe dair bir işyapıyorlar. Bi de benim gibi konservatuvar eğitiminden sonra yukarıdaki üç seçeneği de gerçekçi görmeyip elinin tersiyle iten, sonra da tamamen başka alanlara yönelip müziği yarı-profesyonel yapanlar var.
Neyse tango diyorduk tangoyla bitirelim. Ama şu detayıda atlamadan tabii: Finlandiya’nın Seinäjoki şehrinde düzenlenen Tangomarkkinat adlı festival, dünyanın en eski tango festivali özelliğini taşıyor. Her defasında yaklaşık 100.000 tango tutkununu bir araya getiren organizasyonun şarkı yarışmasına katılan şarkıcılar arasından en iyilerini tango kralı ve tango kraliçesi olarak seçiyorlar.
Fin Tangosu’ndan ve iskelmä müziğinden eşsiz örnekler için size 1970’lerde hayatını kaybetmiş efsanevi isim Olavi Virta’nın şarkılarını dinlemenizi öneririm…