Fin müziğinde Türk esintileri (2. bölüm)

Yazımın ilk bölümünde Türkiye’den bahseden Fince şarkılara değinmeye başlamıştım. Biraz daha araştırdıktan sonra yine çok enteresan şarkılara rasladım.

Türk tarih kitaplarında 1877-1878 (93 Harbi) olarak geçen Osmanlı-Rus Savaşı, Fin tarih kitaplarında Turkin Sota yani Türk Savaşı diye geçer. Bizde çok fazla bilinmeyen tarafı ise bu savaşta 850-900 civarında Finli keskin nişancının Rus ordusunda yer aldığı gerçeğidir. Plevne’deki çarpışmalarda ve özellikle de Gorni Dubnik Muharebesi’nde Osmanlı Ordusuna karşı savaşan Fin birlikleri şerefine yazılmış olan bu marşı Fin askerlerinin eve dönüş yolculuğunda söyledikleri rivayet edilir. Çok çektik şarkısında Türklere dair bir kelime geçmese de, tarihin derinliklerinde bizi bir şekilde buluşturan bir anlamı olduğu için bence çok önemsenmesi gereken bir eser.

KAUAN ON KÄRSITTY

Kauan on kärsitty vilua ja nälkää / Çok çektik soğuktan ve açlıktan
Balkanin vuorilla taistellessa / Balkan dağlarında çarpışırken
Oi kallis kotimaa, Suomi sulo Pohjola, / Ey güzel vatanım, kuzeyin biriciği Finlandiya
ei löydy maata sen armaampaa / Yoktur senin gibisi bu dünyada

Musiikki se pelasi, kun pojat ne marssi / Marşlar eşliğinde yürüdü çocuklar
Gornij Dubnjakin valleilla / Gorni Dubnik’in surlarında
Oi kallis kotimaa, Suomi sulo Pohjola, / Ey güzel vatanım, kuzeyin biriciği Finlandiya
ei löydy maata sen armaampaa. / Yoktur senin gibisi bu dünyada

Poikia on haudattuna Balkanin santaan / Balkan kumlarına gömüldü çocuklar
toiselle puolelle Tonavan. / Tuna’nın öbür tarafına
Oi kallis kotimaa, Suomi sulo Pohjola, / Ey güzel vatanım, kuzeyin biriciği Finlandiya
ei löydy maata sen armaampaa. / Yoktur senin gibisi bu dünyada

Jos ruumiimme kuolee, niin sielumme jääpi / Bedenimiz göçse de, ruhumuz kalır
perinnöksi armahan syntymämaan / Mirası olur doğduğum yurdumun
Oi kallis kotimaa, Suomi sulo Pohjola, / Ey güzel vatanım, kuzeyin biriciği Finlandiya
ei löydy maata sen armaampaa. / Yoktur senin gibisi bu dünyada

Hurraa, nyt komppania kotiamme kohti / Haydi, birliğim şimdi gidelim eve doğru
Suomemme suloisille rannoille! / Finlandiya’mın eşsiz kıyılarına
Oi kallis kotimaa, Suomi sulo Pohjola, / Ey güzel vatanım, kuzeyin biriciği Finlandiya
ei löydy maata sen armaampaa / Yoktur senin gibisi bu dünyada

***
Bir sonraki şarkımız İstanbulin Kuu, yani İstanbul’un Ayı. Aslında İstanbul’un mehtabı diye çevirecektim ama şarkıda anlatılan mehtap değil bildiğimiz ay. Antti Huovila’nın seslendirdiği bu ritmik şarkı, sanatçının 2001 yılında piyasaya sürdüğü Sata Kitaraa albümünden. Fin dans müziğinin (iskelmä) birçok ödül almış, sevilen seslerindendir Antti Huovila.
 

Resimde: Antti Huovila

Resimde: Antti Huovila

ISTANBULIN KUU
Taivas tähdistä hohtaa, kaksi toisensa kohtaa, bulevardi herää juhlimaan
Gökyüzü yıldızlarla parıldar, onlar birbirlerine kavuşurlar, kutlamalarla canlanır bulvar
On katseesi lämmin, sydän lyö kiihkeämmin, yö tumma meitä keinuttaa
O sıcak bakışınla, hızla çarpar kalbim, gece koyudur ve bizi adeta sallar
Kapeiden kujien kastanjan tuoksu lempeä kuin villikissojen juoksu
Ne hoştur dar sokaklardan yayılan kestane kokusu, sokak kedilerinin koşuşu

Istanbulin kuu, sun silmistäsi peilautuu
İstanbul’un ayı, yansıyor gözlerine
Istanbulin kuu, tähdenlento luoksemme harhautuu
İstanbul’un ayı, ansızın bir yıldız kayar üzerimize
Istanbulin kuu ja nyt vain toivoa mä saan, jää tän seuraksein Istanbulin kuu
İstanbul’un ayı, ve şimdi bir dilek tutabilirim, burada benimle kal İstanbul’un ayı

En tietää mä voinut, että rakkauden soinnut meidät täällä yhdistää
Nereden bilebilirdim ki, aşk melodilerinin bizi burada buluşturacağını
Kun laulu on haikein ja ero on vaikein, sitä koittaa ymmärtää 
Hüzünlü bir şarkıyla ayrılmak en zorudur ve onu anlamaya çalışmak
Kapeiden kujien kastanjan tuoksu lempeä kuin villikissojen juoksu
Ne hoştur dar sokaklardan yayılan kestane kokusu, sokak kedilerinin koşuşu

Istanbulin kuu, sun silmistäsi peilautuu
İstanbul’un ayı, yansıyor gözlerine
Istanbulin kuu, tähdenlento luoksemme harhautuu
İstanbul’un ayı, ansızın bir yıldız kayar üzerimize
Istanbulin kuu ja nyt vain toivoa mä saan, jää tän seuraksein Istanbulin kuu
İstanbul’un ayı, ve şimdi bir dilek tutabilirim, burada benimle kal İstanbul’un ayı

***
Finlandiya’yı Eurovision’da 2 defa başarıyla temsil eden Marion Rung kariyerine 1961 yılında henüz 16 yaşındayken başlamıştı.
Ülkenin en sevilen isimlerindendir. Bu şarkıda da tam olarak İstanbul’dan bahsedilmiyor ama Harem’in Gülü demiş şair daha ne desin…

Resimde: Marion Rung (1968)

Resimde: Marion Rung (1968)

 
HAAREMIN RUUSU
Haaremin puistikon keskellä loistaa / Harem bahçesinin ortasında parlar
Kukka suloisin / Çiçeklerin en güzeli
Huolia, harmia mielestä poistaa / Derdi, tasayı kafadan atar
Varmaan monenkin / Herhalde böylesi

Ruusu haaremin / Haremin Gülü
Tumma salaperäinen / Esmer esrarengiz
Tuoksu huumata voi sen / Kokusu alır götürür

Kauniinkin kukka sen hehkuva loiste / En güzel çiçeğin parıltısı bile
Päättyy lyhyen / Çok kısa sürer
Kukka sen luokse jos saavutkin toiste / Sen ona bir daha kavuşamadan
Näet sen kuihtuneen / O çoktan solar gider

Ruusu haaremin / Haremin Gülü
Tumma salaperäinen / Esmer esrarengiz
Tuoksu huumata voi sen / Kokusu alır götürür

Kiitävä hetki on onnemme huuma / Uçup giden zamanda mutluluk sarhoşuyuz
Kohta arki on / Normale dönecek ama herşey
Kuihtuva kerran on lempikin kuuma / Solar en ateşli aşklar bile
Polttoon auringon / Güneşin yaktığı gibi

Ruusu haaremin / Haremin Gülü
Tumma salaperäinen / Esmer esrarengiz
Tuoksu huumata voi sen / Kokusu alır götürür

Mielemme on kuin on kukkiva puisto / Hafızamız çiçekten bir bahçedir
Joka taakse jää / Geride mazide kalan
Kauneinta sille on kaunihin muisto / Onu en güzel kılan en güzel anılardır
Sen voi säilyttää / Hep sakladığımız

Ruusu haaremin / Haremin Gülü
Tumma salaperäinen / Esmer esrarengiz
Tuoksu huumata voi sen / Kokusu alır götürür

***

Son olarak bir çocuk şarkısı! İnanın bu şarkıyı çevirmek imkansız, çünkü baştan sona kelime oyunlarının üzerine inşa edilmiş, neredeyse her kelimesinden birden fazla anlam çıkarılabilecek bir şekilde yazılmış.
En enteresan tarafı ise şarkının sözlerinde Atatürk isminin geçmesi. Hikayeyi biraz açalım. Şarkının ana kahramanı aslında bir güve… evet güve… Çocuk şarkısı ya! 

Adı Turkkilainen tupakoi. Şarkının adı duyulduğunda yaptığı ilk çağrışım Türk sigara içiyor gibi geliyor. Tam çevirisi o çünkü. Fincede “Türk gibi sigara içer” diye bir tabir de vardır ayrıyeten. Yalnız şair burada zaten dinleyeni ilk saniyede ofsayta düşürüveriyor. Tupakoi fiilini (anlamı= sigara içmek) şu şekilde yani tupa-koi diye ayırınca, anlamı “Oda güvesi” olarak değişiyor. Turkkilainen tupa-koi, asuu turkissa diye devam ediyor şarkı. Burada da … asuu Turkissa yani “Türkiye’de yaşıyor” gibi geliyor kulağa ancak Turkki kelimesinin bir eş anlamı var Fince’de; o da “kürk”. Yani ilk dinleyişte Türk sigara içiyor, Türkiye’de yaşıyor gibi algılanan dizeler aslen “Türk oda güvesi kürkte yaşar” anlamında.

Çok şirin bir şarkı ve 1970’lerde yazıldığını duydum. Daha birçok buna benzer kelime oyunları var ve sanırım niye çevirmediğim konusunda hak vermişsinizdir. Şair şarkının kahramanı olan oda güvesinin adını Atatürk Glasumoi diye uydurma bir isim olarak düşünmüş. Çok mu düşünmüş acaba bilemedim!

Bu 2. bölümde ele aldığım şarkılardan başka güzel örnekler de olduğu inancındayım. Rast gelirsem burada kesinlikle paylaşırım. Fin ve Türk dostluğunun 90. yılında bu iki kültürün sosyal ilişkiler, dil, uluslararası ticaret gibi konulardaki sıkı bağı ve giderek yakınlaşan ilişkileri malum ama halkların bu ilişkisinin tarihte şarkılarla da sentezlenmiş olması da ayrıyeten büyük mutluluk. Hemen gitarı kapıp Finlandiya’dan bahseden Türkçe bir şarkı bestelemek geldi içimden…

 Şarkıları dinlemek için yazıda geçen isimlerinin üzerini tıklayabilirsiniz .

Jussi I. Cengizhan Serengil

Jussi I. Cengizhan Serengil

Bendeniz; Finlandiya'da doğan, Türkiye'de yetişip, gelişen ve tekrar Finlandiya'da olgunlaşan, müzik ile haşır neşir, kamu görevlisi, evli zat. 2006 yılından beri Kotka şehrinin Göçmen Hizmetleri’ne bağlı tercümanlık bürosunda genel koordinatörlük görevini sürdürmekteyim. Vokallerini üstlendiğim Wolftrap adındaki hard rock grubumun yanı sıra irili ufaklı birçok farklı müzik ve tiyatro projesinde bulunmaktayım.

3 thoughts on “Fin müziğinde Türk esintileri (2. bölüm)

  1. Birincisini yazdığınızdan beri bekliyordum bu ikinci yazıyı, çok şaşırtıcı ve bilgilendirici. Ayrıca çok güzel yazıyorsunuz. Finlandiya’dan bahseden türkçe şarkıyı bekliyorum şimdi de 🙂

  2. Terve! bu blogu cok begendim, hersey cok guzel. bu fin muzigi ve turkiye baglantısı da cok guzel tespitler, tesekkurler bilgiler icin. bir film vardı “zombie ja kummitusjuna” o filmde de birkaç sahne istanbulda geciyordu. fin filmlerinde turk esintileri ile ilgili de bir yazı hazırlayabilirsiniz. varsa eger tabi daha fazla ornegi, öğrenmek isteriz biz de. kiitos paljon!