Fin müziğinde Türk esintileri (1. bölüm)

Türk müziğinde herhangi bir şarkıda hiç Finlandiya’ya veya Finlere dair bir olguya rastladınız mı bilmiyorum ama (ben rastlamadım), Fin müziğinde Türklere dair bir çok konuya ve ezgiye rastlayabilirsiniz…  Özellikle İstanbul temalı birçok şarkı vardır. Askeri marşlardan, çocuk şarkılarına, tangodan, fox-trot’a bir çok ayrı müzik türünde Fince söylenmiş Türkiye’den bahseden şarkılar…

Konservatuvarda aldığım ilk şan dersinde Finli hocam bana bir anda ”Üsküdar’a la-la-la-la lallaa…”  diye, bizim hani o eski Kâtibim’i mırıldayınca ne kadar da şaşırmıştım.

Vesa-Matti Loiri, Olavi Virta, Tuomari Nurmio gibi Fin Müziği’nin gerçek efsaneleri başta olmak üzere birçok sanatçı esinlenmiştir Osmanlı-Türk kültüründen ve en önemli albümlerine bu yansımıştır.

Bu şarkıları ufak bir araştırmayla şöyle bir toparlayıp Kala-balik Blogi’mizde işlememiz anlamlı olur öyle değil mi? Türkçe çevirilerini yaparken bazı yerlerde anlamı bozmayacak şekilde serbest tercüme yaptım çünkü bir takım kelime oyunları ya da deyişleri direkt olarak çevirmek garip kaçıyor. Müzikleri de artık YouTube aracılığıyla linklerden dinlersiniz.

O zaman en eskisinden başlayalım!

Fin kaynaklarında orijinal versiyonunun 1890 yılında bestelendiği yazılır. Fince sözlerini Reino Helismaa ve R. Kisko’nun yazdığı, 1950’lerde hem Vieno Kekkonen hem de Seija Lampila adlı kadın şarkıcıların kaydettikleri klasik Türk Müziği şarkımız: Kâtibim (Üsküdar’a Gider İken).

USKA  DARA
Vieno Kekkonen (1956)

Uska Dara, Bosborin pintaan välkkyvät lyhtysi nuo.
Üsküdar, Boğaz’ın sularına yansır o ışıkların.
Vanhat muurit kulkijan rintaan mennyttä hehkua luo.
Eski surlar geçmişin parıltısıyla yüreğini okşar oradan geçenlerin.
Kertoo siellä joka minareetti loistosta sulttaanien.
Her minare ihtişamını anlatır sultanların.
Kuiskaa siellä ikivanha tammi huumasta haaremien.
Haremin büyüsünü fısıldar orada eski bir meşe ağacı.

Uska Dara, välkkyen hohtaa eessäsi Bosborin suu.
Üsküdar, parlayarak ışıldar önünde Boğaza karşı.
Niin kuin vanhan tuttavan kohtaa sirppinä nousee kuu.
Eski bir tanıdığına rastlarmışçasına yükselir orada ay hilal gibi.
Yhdessä ne vuosisataa monta nähneet on häipyvän pois.
Birlikte asırlarca şahit oldukları şeyler usulca geçer gider.
Uusi aika sinne ei voi tulla missä vain vanhuutta ois.
Mazi hüküm sürer burada yer yoktur yeni bir zamana.

Uska Dara, Islamin taikaa vieläkin luonasi lie.
Üsküdar, hala yanındadır İslamın güzelliği.
Öisin huilun ääni kun kaikaa, on kuin taas johtaisi tie
Yankılanır geceleri kavalın sesi, sanki yine gösterir yolu
sinne, missä seraljien lyhdyt loistivat aikoinaan,
Bir zamanlar ışıklarıyla parlayan saraylara doğru.
sinne, missä ristikkojen varjot kätkivät kauneinta maan.
Parmaklıkların gölgesinde gizlenen diyarın tüm güzelliklerine doğru.

Uska Dara, Stambulin hurmaa heijastat aikojen taa.
Üsküdar, etkilersin İstanbul’u, yansıtırsın zamanın derinliklerini.
Lemmenhuumaa, tuskaa ja surmaa, niistä et kertoa saa.
Anlatma sakın kimselere şevheti, aşk acısını ve kederini.
Uska Dara, sanatonta kieltä maineesi kertomus on.
Üsküdar, kelimelerle anlatılamaz senin şanın.
Mutta kaiken tapahtuneen muisto aina on kuolematon.
Lakin sonsuza dek yaşayacaktır tüm hatıraların.

 

Resimde Vieno Kekkonen (1969)

Resimde Vieno Kekkonen (1969)

Belki de Sibelius’tan sonra Fin müziğinin en büyük ismidir Olavi Virta. Kalabalik Blogi’de daha önce bahsetmiştim kendisinden. İstanbul’u anlatan bu şarkısı aslen N. Simon – J. Kennedy imzası taşıyor. Fince sözlerini Kullervo yazmış, aranjesini de T. Kärki. Olavi Virta’nın 1954 yılında piyasaya çıkardığı plağından… İşte: İstanbul!

ISTANBUL
Olavi Virta – Istanbul (1954)

Istanbul sai Konstantinopolilta kaiken loiston Bosporin rantamilta
Konstantinopol’ün bütün ihtişamını aldı İstanbul, Boğaz’ın kıyılarından,
nimeään ei Konstantinopolilta Istanbul vaan pitänyt saanutkaan,
Adını Konstantinopol’den almayacaktı ama İstanbul
Neito kaunis Konstantinopolissa enää illoin ei tanssi haaremissa
O güzel kız artık Konstantinopol’de dans etmiyorldu haremde
Hällä paikka on pikkubaletissa cabaret-kahvilan
Artık onun yeri balelerde ve kabarelerin cafelerinde
Nimet muuttuu vain ja niillä peitetään ettei mikään muutu lain, ihminen säilyy entisellään
İsimler değişirler sadece, örtemezler hiçbirşeyi, oysa hep aynı kalır insanlar
Haavessain käyn Konstantinopoliini, armaan luokse astun mä palatsiini,
Konstantinopol’e giderim hep düşlerimde, aşkımın yanına kendi sarayıma
Istanbul tuo totta mun unelmiini, hunnun se vaikka poies vei niin muuta se viedä voinut ei.
İstanbul gerçekleştir hayallerimi, onun duvağını(masumiyetini) aldın götürdün ama alamadın benden başka hiçbirşey

 

Tuomari Nurmio. Resim: Marek Sabogal

Tuomari Nurmio. Resim: Marek Sabogal

Sıradaki parça: Ankara.

Özellikle 1979-1982 yıllarında çıkardığı albümler ile Fince rock müziğinde gerçek mânada klasikleşmiş bir isimdir Tuomari Nurmio. Kendine has avangart tarzıyla her kesim tarafından apayrı bir yere konulur. Hatta 2005 yılında ülkenin en çok satan müzik dergisi SOUNDI’nin oylamasında “Tüm zamanların en iyi Fince rock albümü” kategorisinde birinci seçilmiştir Tuomari’nin  1979 çıkışlı Kohdusta Hautaan albümü.

Sevdiği kadını bir Türk’e kaptırdığını anlattığı bu gizemli şarkısını arada sırada açar dinlerim.

ANKARA

Anneli on ainoa  / Eşi bulunmaz Anneli
Nainen jota rakastan /  Aşık olduğum kadın

Hän löysi kuvalehdestäResimli bir dergide buldu
Kirjeenvaihtoystävän / Mektup arkadaşını
Joku Kemal Avrupada / Kemal Avrupa’da diye biri
Tukkukaupan omistaja / Toptancı firması sahibi

Naisia – kirjoitti / Kadınlar – diye yazdı
Kemal – siellä palvotaan / Kemal – orada taparlarmış

Ankara on valtava / Ankara devasadır
Kaupunki kaukana / Uzaklarda bir şehir

Voi miksi kävin oluella / Neden gittim ki içmeye
Aina herraseurassa / Hep kodamanlarla beraber
Anneli sai jäädä kotiin / Anneli gelmedi, evde kaldı
halpahallin hameessa /Pazardan aldığı eteğiyle

***

Hadi bu şarkı da biraz espritüel olsun. 2004 yılında piyasaya çıkardığı Mies Joka Ei Koskaan Tanssi (Hiç bir zaman dans etmeyen adam) albümünde Alanya’da sefa sürerken hissettiklerini anlattığı şarkısı Alanya’nın Kralı ile karşınızda Bablo!

ALANYAN KUNINGAS  (ALANYA’NIN KRALI)
Bablo – Alanyan Kuningas

Terveisiä sinne Suomeen päin, / Selam olsun Finlandiya’ya
herroiksi me eletään täällä näin, / Paşalar gibi yaşıyoruz burada
talviturkin Turkin kuumaan santaan heitin / Kış modundan çıktım Türkiye’nin kızgın kumlarında
Meillä täällä jäät on lasissa, / Burda bizim içkilerimiz buzlu,
teillä ne kai vielä on pihassa. / sizin orada bahçeniz
Täällä minä Alanyan kuningasta leikin / Takılıyorum Alanya’nın Kralı misali…

Tuulet tuiversi kun, aloin matkani mun, / Rüzgarlarla başlamıştı benim yolculuğum
suuren seikkailuni, kauan kaivatun /  Bir ömür beklediğim büyük maceram
Jo kohta laskeuduttiin, lämpö löi jäseniin / Sonunda vardım sıcak rüzgarı hissettim
kylmän kohmettamiin ja mä lauloin / Soğuktan bitap düşmüş bedenimde ve şarkımı söyledim

Terveisiä sinne Suomeen päin, / Selam olsun Finlandiya’ya
herroiksi me eletään täällä näin, / Paşalar gibi yaşıyoruz burada
talviturkin Turkin kuumaan santaan heitin / Kış modundan çıktım Türkiye’nin kızgın kumlarında
Meillä täällä jäät on lasissa, / Burda bizim içkilerimiz buzlu,
teillä ne kai vielä on pihassa / sizin orada bahçeniz
Täällä minä Alanyan kuningasta leikin / Takılıyorum Alanya’nın Kralı misali…

Päälle simmarit puin, kuin valas valkoinen uin / Mayomu giydim, beyaz balinalar gibi yüzdüm 
Keskellä leijonien soidintanssien / Aslanların ateş dansının arasında
Heikin baarin löysin, drinkin jos toisenkin,  / Heikki’nin barını buldum, kadeh kadeh üstüne içtim
Heikki tarjos mulle / Heikki’dendi içkiler
Korttiin näin kirjoitin / Kartı da bu kafayla yazıverdim

Hetken oot kuin kuin kuningas,  / Bir an için de olsa kralsın…
hetken oon kuin kuningas  / Bir an için de olsa kralım

Bir sonraki yazımda da yine Türk ezgilerine ve kültürüne ithaf eden Fince şarkılara değineceğim…Şimdilik sağlıcakla kalın.

Not: Şarkı sözlerini türkçeye çeviren Jussi Cengizhan Serengil.

 

 

Jussi I. Cengizhan Serengil

Jussi I. Cengizhan Serengil

Bendeniz; Finlandiya'da doğan, Türkiye'de yetişip, gelişen ve tekrar Finlandiya'da olgunlaşan, müzik ile haşır neşir, kamu görevlisi, evli zat. 2006 yılından beri Kotka şehrinin Göçmen Hizmetleri’ne bağlı tercümanlık bürosunda genel koordinatörlük görevini sürdürmekteyim. Vokallerini üstlendiğim Wolftrap adındaki hard rock grubumun yanı sıra irili ufaklı birçok farklı müzik ve tiyatro projesinde bulunmaktayım.

One thought on “Fin müziğinde Türk esintileri (1. bölüm)