Fin yazının vazgeçilmezi: Festivaller

1. Bölüm

Sezonu açtık!

Finlandiya’da 70’lerden beridir süre gelen oldukça geniş ve yıllar geçtikçe de çeşitliliği artan bir müzik festivali kültürü vardır. Bayılırlar festivallere! Sağnak yağışlı ve çamurlu, ya da bunaltıcı bir güneşin altında olsun hiç fark etmez; Mayıs’ın son demlerinde start alan “Festival Yaz’ı” sadece rock ve metal değil, tangodan folk müziğine, bluesdan caza, klasik müzikten elektronik müziğe hemen her şehirde Eylül’e kadar tam gaz devam eder.

festival 1

Batı kıyısında olduğu ve güzel kızlarıyla anıldığı için benim Finlandiya’nın İzmir’i diye hitab ettiğim Turku şehrinde başladı Fin festival kültürü, 1970 yazında Ruisrock Festivali’nde… Avrupa’nın (Hollanda’daki PinkPop festivalinden sonra) günümüze dek süre gelip, her sene gerçekleştirilen en eski 2. festivalidir Ruisrock. Tam da “hippie” akımının Birleşik Devletlerden Avrupa’ya kaymaya başladığı yıllardı ve festıval popülaritesinin artmasında o dönemin en önemli psychedelic gruplarının (Canned Heat, Jeff Beck Band, The Kinks) bu festivale gelmesinin rolü büyük olmuştu.

Evet festivaller… Gençlerin yanı sıra, rutinize olmuş bir hayat akışıyla aile hayatını sürdüren, belli kalıplarla yaşamını devam ettiren, işine gücüne gidip gelen insanların bir kaç günlüğüne de olsa dağınık ve salaş takılabilecekleri, kendi içlerindeki o ‘hippie’yi uyandırdıkları yerlerdir festivaller. Ben de kendi adıma bu yazın açılışını yapmak niyetiyle gözümü Helsinki istikametine çevirdim. İçimdeki o“hippie”yi tekrardan uyandırma vaktiydi.

Her sene aşağı yukarı 4-5 festivale mutlaka gitmeye çalışıyorum. Tercihim genelde metal dinleyicilerine hitab eden organizasyonlar olsa da hard rock ve blues’a yönelen atraksiyonlardan da ayrı bir keyif alırım. Türü ne olursa olsun, dinleyici kitlesi neye benzerse benzesin; Fin festivallerinin teması, genel anlamda diğer ülkelerdeki festivallerle aynıdır. Müziğin yaydığı pozitif enerjiyle doğayı kucaklayıp insanlarla kaynaşmak. (ya da doğayla kaynaşıp, insanlarla kucaklaşmak ta diyebiliriz J ) 28 Mayıs’ta şehir merkezine yakın bir plajda kurulan dev sahneye teenage çağlarımın tartışmasız favorileri çıkacaktı. Sonisphere’in bu seneki devleri Metallica, Slayer ve Danzig’ti…

Sonisphere Festivali’ne en son 4 sene evvel gitmiştim ve o zaman hava gerçekten de rezaletti. Slayer’ın sahneden inmesinden birkaç dakika sonra çıkan fırtına bir trombüse dönüşmüş, sahnenin bir kısmı çökmüş, ekipmanlar büyük hasar almıştı. 2 kişinin yaşamını yitirdiği bu üzücü festivalde Mötley Crüe, Iggy Pop gibi gruplar programlarını yapamamışlardı.

Bu seneki Sonisphere için beklentilerim tabi ki daha farklıydı. Özellikle Mayıs ayındaki harika havalar ve festivalin bir plajda yapılacak olması hevesimi iyice arttırmıştı. Kardeşim Timur ile uzun zamandan sonra bir metal organizasyonuna beraber gitme fırsatını yakaladığımız için de ayriyeten sevindirik olmuştum. Bize bir de Türk metal dinleyicilerinin Black Omen grubundan tanıdığı Gökhan Korkmaz dahil olunca (Gökhan şu anda Finlandiya’da progresif bir ekstrem metal grubu olan Solacide’ın vokallerini üstleniyor) çekirdek kadromuz da tamamlanmış oldu.

Eyvah! Festivale 2 gün kala havalar 24 dereceden 8 dereceye düşüyor!

festival2

Sonisphere’ın Çarşamba gününe denk gelmesinde bir problem yoktu çünkü ertesi günü resmi tatildi (İsa’nın göğe yükselişinin kutlandığı “Kutsal Perşembe”). Asıl problemimiz 2 gün evvelden kesinleşen hava tahmin raporuydu. (Burada bir dip not vereyim. Finlandiya, çok fazla alçak basınç merkezinin olduğu bir bölgede olduğu için 2-3 günden öteye sağlıklı hava tahminlerinin yapılamadığı bir coğrafyadadır). Hava sıcaklığının radikal bir değişikliğe uğrayacağı gerçeğini zor da olsa kabul eder etmez çekirdek kadronun diğer üyelerine mesajı yolladım… “Çarşamba günü kalın giyinin, yaz bitti, bilimum yağmurluk, hatta bi branda falan mı alsak yanımıza?”

Sonra aklıma bikaç gün sonra canlı izleyeceğim Danzig grubunun bir şarkısının sözleri geldi.

I got a feeling… Its just a dirty black summer…

Haftaya 2.bölüm (Festival Raporu)

 

 

 

 

Jussi I. Cengizhan Serengil

Jussi I. Cengizhan Serengil

Bendeniz; Finlandiya'da doğan, Türkiye'de yetişip, gelişen ve tekrar Finlandiya'da olgunlaşan, müzik ile haşır neşir, kamu görevlisi, evli zat. 2006 yılından beri Kotka şehrinin Göçmen Hizmetleri’ne bağlı tercümanlık bürosunda genel koordinatörlük görevini sürdürmekteyim. Vokallerini üstlendiğim Wolftrap adındaki hard rock grubumun yanı sıra irili ufaklı birçok farklı müzik ve tiyatro projesinde bulunmaktayım.

One thought on “Fin yazının vazgeçilmezi: Festivaller

  1. Finlandiya festivalleri hakkinda daha fazla bilgi edinmek isteyenlere: http://www.festivals.fi/en sayfasini öneririm! Nerede/ne zaman/ ne festivali sorularinizin cevabini bu sayfadan bulmak mumkun…